• Ekim 17, 2016

Muratlı Sınır Kapısı ve Artvin’in Geleceği

Muratlı Sınır Kapısının tesisi ilk olarak Macahel Havzasına kış şartlarında ulaşım sağlama arayışlarında ortaya çıkmıştı.

Macahel Havzasında yaşayan vatandaşlar kar yağışının yoğunluğuna ve süresine bağlı olarak her yıl 4-5 aya kadar varan süreler ile karayolu ile ulaşım imkanından yoksundur. 1936 yılından beri devam eden bu durum son yıllarda kar yapışının az olması ve yürütülen karla mücadele sayesinde nispeten hafiflemiş olsa da sorun esas itibari ile halen geçerlidir.

Kış boyunca hastalanan Macahelli, komşu ve akrabaları tarafından 60-70 kişilik bir guruplar oluşturarak ve kendi yaşamlarını da riske ederek Borçka ilçesine ulaştırılmıştır. Son yirmi yıla yakın süredir ihtiyaç olması halinde Gürcistan üzerinden protokol ile geçiş imkanları da kullanılmıştır.

Macahel halkı, ulaşım sorunlarını çözme amacı ile ve temsilcileri vasıtasıyla ile onlarca yıl boyunca girişimlerde bulunmuştur.

Bu süreçte öne çıkan olası çıkış yollarından birisi Macahel Havzası üzerinden Gürcistan’a bir geçiş kapısı yapılması olmuştur. Bir diğer alternatif ise Küçük Yayla dağına bir tünel inşaa edilmesi teşkil etmiştir.

Macahel Havzasından geçiş kapısı tesisi sürecinde vatandaşların Sarp sınır kapısından ülkeye girişlerini yapmalarına yönelik teklife Muhtarlar karşı çıkmış; Maradit üzerinden yapılacak bir kapı ile ülkeye geri giriş imkanının tesisinde ısrarlı olunmuştu. İki ülke arasında yapılan görüşmeleri takiben Muratlı sınır kapısı ile Macahel geçiş kapısının inşa edileceği beyan edilmişti.

Her iki ülke arasında yapılan görüşmeler ve sınır kapısı tesisi için gerekli işlemler devreye alınırken; Macahel Muhtarları ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yapılan görüşmeler neticesinde Küçük Yayla mevkiinde “Macahel Tüneli” yapılması uygun görülmüş ve yönde proje geliştirme aşamasına gelinmiştir.

İşin doğrusu, bu bilgi Ağustos 2013 yılı bilgisidir. Karayollarının söz konusu “proje ihalesini” yapmış olduğuna dair kesin bir bilgimiz yoktur. Sağolsunlar, Karayolları kurumu da Macahel havzası paydaşlarına bu yöndeki gelişmenin ne aşamada olduğunu bildirme gibi bir kurum kültürleri yoktur.

Bir taraftan Macahel tüneli konuşulurken, Macahel üzerinden Gürcistan’a geçiş kapısı inşası havza sakinleri için askıda kalan bir konu haline dönüşmüştür. Macahel halkı, tünel inşası veya Gürcistan üzerinden ulaşım seçeneklerinden hangisinin ne aşamada olduğu bilgisine sahip değildir.

İki ülke arasında yapılan görüşmelerde Macahel kapısı gündem dışına bırakılmış bir konu gibi durmaktadır.

Macahel havzası ulaşım sorunu kalıcı çözüm yolu tercihinin sisle kaplı olduğu bir ortamda biz kendi yaramıza tuz basarak Maradit’te açılacak sınır kapısının “kurucu aklını” nasıl pozisyonlandırmamız gerektiğine dair bir kaç sözümüz olacaktır.

Borçka ve civarında halk tarafından, Murat’lı kapısının bir “TIR kapısı” olarak açılacağı ifade edilmektedir.

İşin gerçeği, Sarp sınır kapısında var olan mevcut yoğunluk yüzlerce TIR’ın Türk tarafında belki de günlerce beklemesinin kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Binlerce türk şirketleri ve onbinlerce çalışan tarafından üretilen ihraç ürünlerimizi taşıyan TIR’ların  hudut kapısında kapasite darlığı veya profesyonel kadro olmadığından dolayı bekletilmeleri bir ülke kayıbıdır.

Maradit kapısı bu yönde gecikmiş bir adımdır.

Maradit kapısı tasarlanırken, sadece ülkenin herbir tarafına serpiştirlmiş ORGANİZE SANAYİİ BÖLGELERİNDE üretilmiş ürünlerin Sarp hudut kapısında bekletilmeden geçişlerini sağlama odaklı değil ayni zamanda ARTVİN ili ve özellikle Çoruh vadisinde yaşayan vatandaşlara yönelik “iş ve aş temin edebilme” iddiası bir öncelik olmalıdır.

Maradit sınır kapısı, kuruluşu itibari ile Artvin ve ülke ihtiyacını birlikte karşılayabilecek şekilde tasarlanabilir ve uygulanabilir biriş fırsatıdır.

Artvin ili, Ardahan ve Hakkarı dışında Türkiye’de organize sanayi bölgesi olmayan üçüncü il’dir. İşin doğrusu Organize Sanayi Bölgesi konseptinin içini dolduracak kapsitelerimiz de sınırlıdır.

Lakin, Gürcistan ve Kafkasya başta olmak üzere Hazar ülkelerinin Türk ihraç ürünleri pazarı olduğu, zaman içinde bu bölgede gelişen ekonomilere paralel kendi rekabet avantajlarından kaynaklı ürünlerin de ülkemiz pazarına geleceği düşünülürse;

Maradit bölgesinde her iki ülke topraklarında Gürcistan ile ortak olarak kurulucak ve gerek Gürcistan’dan gerekse Çoruh Havzası (Artvin) başta olmak üzere “on bin” kişiye istihdam olanağı sağlayacak bir “ORGANİZE SANAYİ ve SERBEST TİCARET BÖLGESİNİN” Artvin ekonomisine katkısı çok yüksek seviyede olacaktır.

Maradit bölgesi bir üretim, ticaret ve lojistik HUB’ı olarak gelişecek bu süreçte birçok hemşerimiz de gerek doğrudan istihdam edilmek gerekse ticaret süreçlerine dahil olmak yolu ile gelir elde edecektir.

Maradit sınır kapısı ayni zamanda bir turizm odaklı insan geçiş hattı olarak da düşünülmelidir. İnşa edilmesi gereken karayolu ağı dışında Batum havalimanından başlayan ve ilk etabı Borçka ilçesine erişecek mono-rail taşıma sistemi inşa edilmelidir. Bu raylı taşıma sistemi devamen Artvin iline kadar ulaşım sağlayacak şekilde düşünülmelidir.

Araziye dikilecek direkler üzerinde yerleştirilen raylar üzerinde hareket edecek bir demiryolu taşıma altyapısı Maradit bölgesine erişmesi gereken işgücünün seyri seferini sağlama dışında özellikle Batum üzerinden Artvine gelecek turistlerin Çoruh vadisine erişmesi mümkün kılınabilecektir. Borçaka ilçesi büyük oranda yıkılıp gelecekte 50 bin nüfuslu; geleneksel ve modern mimarinin harmanlanarak uygulandığı bir şehir olarak yeniden inşa edilmelidir.

Bu hali ile Borçka ilçesi; Artvin iline gelecek zaman içinde yıl/3 milyon turistin uğrak ve turizm lojistik merkezi olmalıdır.

Dünya’da yıl içerisinde 6-7 aya kadar kış sporlarının yapılmasını sağlayacak kar örtüsünün olduğu alanlar çok sınırlıdır. Artvin bu  niteliktedir. Artvin DOĞA ve KÜLTÜR turizmi ile birlikte kış olimpiyatları dahil her türlü kış sporlarının yapılmasına yönelik hizmet sunan bir HUB olarak düşünülmeli ve buna yönelik etüd ve proje çalışmaları yapılmalı ve uygulanmalıdır.

Muratlı sınır kapısı bu yönü ile yüksek seviyede bir turizm işbirliği platformu ve lojistik koridoru olarak düşünülmelidir.

Özerk bir statüde kurulacak olan “Organize Sanayii ve Serbest Ticaret Bölgesinin” işleyiş hukuku ve yönetmeliği olacaktır. Ülkemizde bu yönde bir tasarım ve uygulama modelini ortaya koyacak çok sayıda uzman vardır. Bu noktada ve gerekirse yabancı ülke tecrübelerinden yararlanılabilir.

Türkiye ve Gürcistan ilişkileri uluslararası ilişkilerde “emsal” gösterilebilecek niteliktedir. Petrol ve doğal gaz boru hatları, Kars-Tiflis demiryolu hattı, Batum ortak havalimanı, kimlikle sınır kapısından geçiş, serbest ticaret anlaşması, onlarca işadamımızın Gürcistan’da yatırımları, iyi komşuluk ilişkilerinin ürünü olup ortak menfaatlerimize hitap etmektedir.

Yukarıda işaret edildiği gibi Maradit sınır kapısının iki ülke arasında positif ticaret ve iyi ilişkileri geliştirmesine katkısı yanında iki ülke bölgesel geo-politik çıkarları ile de uyumlu olacaktır.

Maradit sınır kapısının çok fonksiyonlu olarak geliştirilme ve uygulanması yolunda Sayın Milletvekillerimiz İsrafil Kışla ve Uğur Bayraktutan, Sayın Valimiz Kemal Cirit ve Artvin’deki Belediye Başkanlarımız, Sivil Toplum Kuruluşları ve halk olarak taraf olmalıyız.  (08 Haber, Orhan Yavuz)

Leave Comments